Seminerde, lösemi hastalığı, tedavi süreçleri ve LÖSEV’in kuruluşundan bu yana yürüttüğü çalışmalar üzerine bilgilendirici bir sunum gerçekleştirildi. Ayrıca, lösemi hastalığının tanımı, erken teşhisin önemi ve tedavi süreçleri hakkında da kapsamlı bilgiler sunuldu. Özellikle çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülen löseminin bulaşıcı olmadığı ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altı çizildi.

Lösemiye dikkat çekmek, yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak ve lösemiyle ilgili farkındalık kazandırmak amacıyla yürütülen bu sosyal sorumluluk kampanyasının önemini vurgulayan LÖSEV Halkla İlişkiler Koordinatör Yardımcısı Leyla Aşık, tüm katılımcıların turuncu kurdele takmasının önemine değindi. Aşık, turuncu rengin dünyada löseminin sembol rengi olarak kabul edildiğini ve farkındalık kampanyalarında bu rengin kullanıldığını ifade etti.

“Umut Varsa İyileşme de Vardır” sloganının dikkat çektiği seminerde, löseminin tedavisinde kan ve ilik bağışının da önemini vurgulayan Aşık, “Kan bağışı noktasında biraz daha ileri bir seviyedeyiz, ancak ilik bağışı noktasında toplumumuzda çok fazla önyargı var. Bireyler ilik bağışı yaptığında kendinde de olumsuz bir etki olacakmış kanısı olabiliyor. Ancak öncelikle herkes üç tüp kan vererek yüzde 80 oranında bunu halledebiliyoruz” dedi.