A1 Capital’in raporunda değerli metallerin, bu yıl emtialar arasında öne çıkan performans gösterdiğini; gümüş çoğu büyük hisse senedi endeksi ve para biriminden daha iyi performans sergilerken, altının ekonomik ve jeopolitik riskler nedeniyle rekor seviyelere ulaştığı belirtildi.

Endüstriyel metallerin de 2025'te güçlü kazanımlar elde ettiği aktarılan raporda şu değerlendirmeler yer aldı:

“Bakır tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşırken, kakao, şeker ve ham petrol en büyük kayıpları yaşayanlar arasında yer aldı.

Myanmar'daki tedarik aksamaları ve Endonezya'dan gelen akışın daralması sayesinde kalay da benzer kazanımlar elde ederken, Çin'in eritme kapasitesine getirdiği sınırlama ve enerji dönüşüm teknolojilerinden gelen talebin artmasıyla alüminyum yüzde 17 oranında yükseldi.

2025'in en büyük kaybedeni olan kakao, bu yıl yüzde 48 oranında değer kaybetti. Bir önceki yıl yaşanan keskin yükseliş ise hem çikolata bileşenine olan talebin azalmasına hem de arzın artmasına yol açtı.

Küresel arzın bol olması nedeniyle buğday ve mısır fiyatlarının daha düşük seyretmesi bekleniyor.

Malezya'da gösterge niteliğindeki palmiye yağı fiyatları, bol arz nedeniyle 2025'te yüzde 9 düşüş gösterdi, ancak piyasanın Endonezya'daki biyodizel zorunluluklarından destek bulması muhtemel. Tayland'da hava koşullarının iyileşmesiyle arz artarken, otomotiv sektöründen gelen lastik talebinin düşük kalması kauçuk üretiminde yüzde 9'luk bir düşüşe neden oldu.

Petrol’e bakalım; Petrol piyasaları, eski ABD Başkanı Joe Biden'ın görev süresini Rusya'ya daha sert yaptırımlar uygulayarak sonlandırması ve bu durumun en büyük alıcılar olan Çin ve Hindistan'a petrol arzını aksatmasıyla 2025 yılına güçlü bir başlangıç yaptı.

Ukrayna'daki savaş, Ukrayna insansız hava araçlarının Rus enerji altyapısına zarar vermesi ve Kazakistan'ın petrol ihracatını aksatmasıyla yoğunlaştı; ayrıca Haziran ayındaki 12 günlük İran-İsrail çatışması, önemli bir petrol geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı'ndaki gemi trafiğini tehdit ederek petrol fiyatlarını yükseltti.

Jeopolitik gerilimleri daha da artıran bir diğer unsur ise, OPEC'in en büyük üreticileri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen konusunda çatışma içinde olması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela petrol ihracatına abluka emri vererek İran'a bir başka saldırı tehdidinde bulunmasıdır. Ancak OPEC+'ın bu yıl üretim artışlarını hızlandırması ve ABD gümrük vergilerinin küresel ekonomi ve yakıt talebi büyümesi üzerindeki etkisine ilişkin endişelerin artmasıyla fiyatlar geriledi.

Özetle; Savaşlar, yüksek gümrük vergileri, OPEC+ üretim ve Rusya, İran ve Venezuela'ya uygulanan yaptırımlarla damgasını vuran bir yılda arzın talebi aşması nedeniyle petrol fiyatları 2025'te yüzde 10'dan fazla düştü ve Brent petrolü, tarihindeki en uzun yıllık kayıp dönemine doğru ilerliyor. Brent petrol vadeli işlemleri, 2020'den bu yana en büyük yıllık yüzdesel düşüşü kaydederek yaklaşık yüzde 18 azaldı ve art arda üçüncü yıl kayıp yaşama yolunda ilerliyor.”