GCM Yatırım Araştırma Müdürü Ayyıldır, küresel piyasaların, ABD Başkanı Trump’ın ikinci başkanlık döneminde sergilediği fiyatlama değişimi ile dikkatleri üzerine çektiğini belirtti. Ayyıldır, değerlendirmesinde şunları kaydetti:

“Başkan’ın Çin ve diğer ülkelere uyguladığı gümrük vergileri, özellikle Çin ile ABD arasında tarife misillemelerin yarışa dönüşmesi küresel borsa endekslerinin çok sert düşüşler kaydetmesini sağlarken zirveden bu yana oluşan ve teknik jargonda ayı piyasası magazinsel söylemleri ile yatırımcıları ürküten bir reaksiyona dönüşmüştür. Burada Avrupa alt yapı ve savunma harcamaları vesilesiyle Alman DAX40 neredeyse enflasyonun 5 kat üzerinde sergilediği kazancını geri vermesi ile teorik olarak süreçten zarar görmemiş gibi gözükse de Avrupalı diğer endeksler negatif bölgeye geçişe başlamış oldu.

“ABD’nin Çin dışındaki ülkelere yüzde 10’luk gümrük vergisi uygulama senaryosunu 90 gün boyunca devam edeceğine yönelik gelişmeler borsa endeksleri ve şirketlere yönelik iyimser performanslar oluşturmasını sağlarken ABD – Çin mücadelesinin devam ediyor olması ve ABD’nin toplamda uyguladığı vergi oranının yüzde 125’ten yüzde 145’e yükselmesi borsa dönüşüne yönelik sevinci yarıda bıraktı.

“ABD'nin gümrük vergisini yüzde 145'e çıkarttıktan sonra gözler Çin'in olası misillemesine çevrilirken biraz önce Çin Ticaret Bakanlığından gelen ABD mallarına uygulanan tarife oranının yüzde 125'e yükseltildiğini açıklaması mevcut yarışın tüm hızıyla devam edeceği anlamı taşımaktadır. Ticaret savaşlarının ABD - Çin arasında gergin bir şekilde devam ettiği bir ortamda kısa vadeli fiyatlama davranışlarında sert değişimlere karşın risk yönetiminin rasyonel bir şekilde gerçekleşmesi gerektiği unutulmamalıdır.

“Gerginliğin arttığı bu dönemlerde tarife yarışı ne kadar daha devam edebilir hususu içinse bundan sonraki haber akışları yakinen takip edilecektir. Olumsuz gelişmelerin endeks ve şirketler üzerinde sergilediği reaksiyonlarda tarihsel dönüm noktalara yaklaşılırken daha ılımlı mesajların gelmesi durumunda kayıpların çok hızlı bir şekilde toparlanabileceği psikolojisi göz ardı edilmemelidir. Bu açıdan kısa vadeli trade stratejiler için haber takibinin çok önemli olduğu bir dönemden geçmekteyiz.

“Küresel piyasalar tarifelerle birlikte bozulması beklenen ekonomik görünüm vesilesiyle merkez bankalarına kurtarıcı gözüyle bakarken Fed için 4, ECB ve BoE için 3 adet indirim senaryosunu masada tutmaya devam etmektedir. Nisan ayında Petrol, Benzin ve Doğalgaz gibi enerji ürünlerinin yüzde  15’e yakın düşüş kaydettiği bir ortamda enflasyon içerisinde enerji kaleminin sağlayacağı destek  bu süreçte Merkez Bankalarının  faiz indirimi yönündeki düşüncesini desteklerken istihdam piyasası bu süreçte yeni şoklar yaratacak mı hususunda işgücü piyasasını takip edeceğiz. Nisan ayında ECB, Mayıs ayında BoE ve Haziran ayında Fed cephesinden beklenen çeyrek puan faiz indirimi istihdam ve ekonomik aktivite cephesindeki olası bozulmalarla birlikte yıl genelindeki şiddetini yorumlayabilmek adına önemlidir.

“Ticaret Savaşları gölgesinde izlediğimiz fiyatlama davranışları ile birlikte analistler tahmin yürütmekte oldukça zorlanırken bir yandan makro –ekonomik göstergeler üzerindeki olası etkileri diğer yandan da şirketlerin finansallarına yönelik durumları ölçümlendirmeye çalışarak yatırımcılara rehber olmaya çalışmaktadır. Bu açıdan da ABD’de şirket finansalları açıklandıkça endeks ve şirketlere yönelik tahminlerini revize edecektir.

“İlk bilançolar bankalar önderliğinde başlamıştır. Her finansal dönemde olduğu gibi bu dönemde de şirketlere yönelik çalışmalarımızı sizlerle buluşturmaya devam edeceğiz. İlk çalışmalarımız JP Morgan ve Bank Of America çalışmalarımıza GCM Yatırım Analiz sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

“ABD’li şirketlere yönelik analistlerin 12 aylık güncel tahminlerine geçmeden önce son düşüşler sebebiyle küresel borsa endekslerine yönelik tahminler nasıl şekilleniyor sorusuna cevap verelim. Burada en fazla düşen kobi endeksi Russell ve teknoloji endeksi Nasdaq100 cephesinde daha iyimser beklentilerin olması şaşırtıcı olmamalıdır.

“Bu tahminler 11 Nisan 2025 tarihli olarak alınmakla birlikte şirket finansalları sonuçlanması ve ticaret savaşlarına yönelik gelecek haber akışlarına bağlı olarak değişebileceği göz ardı edilmemelidir. SP500, Nasdaq100, DJ30 ve Russel2000 içerisinde en fazla getiri beklenen şirketleri (en az 20 analist katılımı ile) yukarıda paylaşırken son olarak da özellikle büyük şirketlerde yaşanılan sert düşüşler ardından potansiyel var mı hususunda analistlerin muhteşem 7’li üzerindeki düşüncesi nedir sorusunun cevabı için aşağıdaki tablo takip edilebilir. Muhteşem 7’liye ek olarak 8. şirket eklemek adına Netflix’i de tablo içerisine ilave ediyoruz.

“12 aylık analist tahminleri Bloomberg vasıtasıyla ve en az 20 analist tahmini dikkate alınarak 11 Nisan 2025 tarihli en güncel haliyle paylaşılmıştır. Buradaki yüzdesel performanslara kesin gözüyle bakılmamakla birlikte piyasa bakış açısının yansıtılması amacıyla aktarılmıştır. Ticaret savaşları, şirket finansalları, Fed’in para politikası gibi ana başlıklara yönelik gelişmeler endeks ve şirket performanslarında değişimler oluşturabileceği unutulmamalıdır.

“Son olarak da zirvesinden düşüşleri yüzde 20’yi aşarak yatırımcıları ürküten ancak tarihsel döngülere meraklı traderların ise fırsat gördüğü benchmark göstergeler SP500 ve Nasdaq100 endekslerinde sergilen dip sonrası oluşan toparlanma önemli. Bu toparlanma daha istekli mi değil mi hususunda hem haftalık hem de Nisan ayı aylık kapanış dikkatle takip edilmelidir.

“Zirvesinden yüzde 22 düşen benchmark gösterge SP500 Nisan ayını 21 aylık ortalama 5350 üzerinde kapatabilirse düşüşler sona erdi düşüncesini gündeme taşıyabilir. Ana görünümde de tarihsel olarak 14 yıldır devam eden yükseliş trendi 55 aylık ortalama ve güncel değeri 4615 ile devam etmektedir.

“Zirvesinden yüzde 26 düşen teknoloji endeksi Nasdaq100 ise 16 yıldır 35 ve 60 aylık ortalamalar üzerindeki seyri ile yükseliş trendini uzun vadeli devam ettirmektedir. 15140 – 17110 dolar bölgesi üzerinde hala iyimserlik sürmekle birlikte Nisan ayını 20 bin dolar üzerinde kapatmayı başarabilecek mi hususunda takipte kalmak önem arz etmektedir.”