A1 Capital’in raporunda Asya borsalarının, bu sabah, yapay zeka harcamalarına ilişkin yenilenen endişeler nedeniyle teknoloji sektörünün darbe almasıyla düşüş yaşarken yatırımcıların, dünya çapındaki politika farklılıklarını vurgulayacak bir dizi merkez bankası toplantısına hazırlandığı aktarıldı. Raporda şu değerlendirmelere yer verildi:

“Avrupa Merkez Bankası, Norveç Merkez Bankası ve İrlanda Merkez Bankası, politika kararlarını açıklayacaklar ve her üçünün de faiz oranlarını sabit tutması beklendiği için odak noktası tamamen görünüm üzerinde olacak. İngiltere’de ise faiz indirimi cepte.

Avrupa Merkez Bankası'nın Ekim ayındaki toplantısından bu yana gelen veriler, bugünkü toplantı için faiz değişikliğini haklı çıkaracak çok az şey ortaya koydu ve bu da bir kez daha ECB’nin 'iyi bir konumda' olduğunu teyit ediyor. ECB’de odak noktamız ekonomik tahminleri olacak. son dönemde sıkça verilerden görerek dile getirdiğimiz gibi, ABD gümrük vergileri AB’nin ihracatını hala olumsuz etkiliyor, yatırımlar belirsizlik nedeniyle engelleniyor ve 2026 büyümesi büyük ölçüde devasa Alman mali teşvikine bağlı kalıyor.

ECB yönetim kurulu üyesi Isabel Schnabel önceki hafta, Eylül ayına kıyasla büyüme ve enflasyon risklerinin yukarı yönlü olduğunu söylese de, bunun ECB tahminlerine yansıması beklenmiyor. Piyasalar; Büyüme de sıkıntı görmezken, Enflasyon konusunda ise, 2026 tahmini Eylül ayındaki yüzde 1,7 seviyesinden yüzde 1,8’e yükseltmesini ama 2027 tahminin de ETS2'nin gecikmeli uygulanması nedeniyle aşağı yönlü revizesi konusunda ikiye bölünmüş durumda. Sonuç olarak , 2026 ve 2027 için enflasyon tahminleri açıkça yüzde 2'nin altında olduğundan, yukarı yönlü riskleri ölçmek zor.

İngiltere'de enflasyon Kasım ayında beklentilerin çok ötesinde keskin bir düşüşle yüzde 3,2'ye gerileyerek Mart ayından bu yana en düşük seviyesine indi. Verilerin açıklanmasının ardından sterlin, ABD doları karşısında yarım sentten fazla değer kaybetti; faiz oranı vadeli işlemleri ise bugün çeyrek puanlık bir faiz indirimi olasılığını neredeyse yüzde 100, 2026'da ise birden fazla faiz indirimi olasılığını daha yüksek olarak fiyatlandırdı.

Geçtiğimiz ay İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Komitesi, 2024'ten beri izlediği üç aylık faiz indirimleri döngüsünü bozarak faiz oranlarını sabit tutma yönünde 5'e 4 oyla karar almıştı ki beklentiler bu ay içinde indiriminin sadece 5'e 4 gibi dar bir farkla gerçekleşeceği yönündeydi. Kasım ayındaki oylamada fiyat indirimine karşı çıkan üyeler arasında, Başkan Andrew Bailey'nin taraf değiştirme olasılığı en yüksek görünüyor; zira karar tutanaklarında, indirimi desteklemeden önce "bu yıl" fiyat baskılarında daha fazla düşüş görmek istediğini belirtmişti.

ABD Başkanı Trump, dün günü yaptığı açıklamada, ABD Merkez Bankası'nın bir sonraki başkanının, faiz oranlarının "çok fazla" düşürülmesine inanan biri olacağını söyledi. Trump, "Yakında Federal Rezerv'in yeni başkanını açıklayacağım; kendisi faiz oranlarının önemli ölçüde düşürülmesine ve ipotek ödemelerinin daha da azalmasına inanıyor," dedi.

Daha önce yaptığı açıklamada, mevcut Fed Başkanı Powell'ın yerine geçecek kişiyi gelecek yılın başlarında açıklayacağını belirtmişti. Adaylardan Kevin Hassett, Kevin Warsh ve Chris Waller faiz oranlarının şu ankinden daha düşük olmasını savunuyor. Ancak hiçbiri, FED’i Trump'ın talep ettiği kadar düşük faiz oranlarına, bazı durumlarda kriz seviyesi olan yüzde 1'e kadar indirmeye zorlayacaklarını açıkça belirtmedi. Mevcut Fed faiz oranı yüzde 3,5 ile yüzde 3,75 arasında değişiyor ve Trump'ın son atadığı Başkan Stephen Miran bile bu kadar düşük bir faiz oranını savunmuyor.

Trump, ipotek faiz oranlarının düşürülmesini defalarca arzuladığını dile getirdi, ancak Fed'in kontrol ettiği faiz oranının uzun vadeli borçlanma maliyetleri üzerinde sınırlı bir etkisi var ki bunlar da genellikle Fed'in daha az etkiye sahip olduğu uzun vadeli faiz oranlarından, örneğin 10 yıllık Hazine bonosu getirisinden etkilenir. Bu oran da, yatırımcıların ABD ekonomisinin büyümesi ve enflasyonuna ilişkin beklentilerinden etkilenir ki Trump döneminde çok az değişiklik göstermiştir. Konut kredisi faiz oranları ise İşçi Bayramı'ndan bu yana yüzde 6,3- yüzde 6,4 aralığında sıkışmış durumdadır ve daha düşük seviyelere doğru hareket edeceğine dair çok az işaret bulunmaktadır.

ABD Başkanı Trump'ın Venezuela'ya giriş ve çıkış yapan tüm yaptırım uygulanan petrol tankerlerine "abluka" emri vermesinin ardından piyasalar arz riskini değerlendirdi ve petrol fiyatları beş yıllık en düşük seviyelerinden toparlandı.

Hareketin olduğu yerlere bakalım… Gümüş yeni bir rekor kırarak altının yükselmesine yardımcı oldu. Waller'ın açıklamaları, Fed'in devam eden faiz indirim döngüsünü sürdürebileceğini gösteriyor ki bu da şu anda hem altını hem de gümüşü destekliyor. Bakalım bugün açıklanacak olan Kasım ayı ABD Tüketici Fiyat Endeksi'ni ve ardından Cuma günü açıklanacak Kişisel Tüketim Harcamaları fiyat endeksleri nasıl etkileyecek.

Sonuç olarak spot altın, 4348 usd’yi gördükten sonra kar realizasyonu ile yüzde 0,2 düşüşle 4.332 dolardan işlem görmekte. Spot gümüş, dün 66,88 dolarlık rekor seviyeye ulaştıktan sonra 08.02 itibaiyle 66,44 dolardan işlem görmekte ve yıl başından bu yana yüzde 129 artış göstererek, güçlü endüstriyel talep, istikrarlı yatırım ilgisi ve azalan stoklar sayesinde altının yüzde 65'lik kazancını geride bırakmış durumda. Platin yüzde 3,6 artarak 1.966 dolara yükseldi ve 17 yıldan fazla bir süredir en yüksek seviyesine ve paladyum ise yaklaşık yüzde 1 artışla 1.663 dolar seviyesine çıkarak neredeyse üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı.”