A1 Capital'in değerlendirmesinde, dün TCMB’nin faiz kararı için; TCMB'nin temel eğilimdeki bozulmayı göz önüne alarak - Eylül’de beklenenden yüksek açıklanan enflasyon verileri, kira-eğitim ve gıda fiyatlarındaki baskının ve hizmet enflasyonundaki zorlukların etkisini- faiz indirim sürecini keser mi? sorusu sorulurken şu bilgilere yer verildi:

"Yoksa politika faizinin yüksek seviyesi ve önümüzdeki dönemde enflasyonda olası düşüş göz önüne alarak bugün 100-150 bandında bir faiz indirimi mi demiştik. TCMB politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 39,5'e indirdi. Böylece; Temmuz’da 300 baz puan, Eylül’de de 250 baz puan ve Ekim’de 100 baz puanla birlikte toplam faiz indirimi 650 baz puan oldu.

Bakalım ne demişler;

a) TCMB tüketici enflasyonu ana eğiliminin Eylül ayında yükseldiğini- yıllık enflasyon, gıda fiyatlarındaki önemli artış ve yükselen hizmet enflasyonu nedeniyle Mayıs 2024'ten bu yana ilk kez yükseldi.

b) Enflasyondaki artışın enflasyon beklentilerinde – Son piyasa katılımcıları anketinde, 2025 ve 2026 yıl sonu TÜFE tahminleri bir önceki aya göre sırasıyla 1,9 puan ve 1,4 puan artarak yüzde 31,8 ve yüzde 22,1'e ulaştı. 12 ve 24 aylık enflasyon beklentileri de sırasıyla yüzde 23,3 ve yüzde 17,4'e yükseldi. 

c) Fiyatlama davranışları kanalıyla dezenflasyon süreci üzerinde risk yarattığını söylüyor.

d) Geçen ay metinde yer alan Orta Vadeli Programa yapılan atıfı metinden çıkarıyor.

e) Enflasyona ilişkin değerlendirmeler de ekim ayı enflasyonunun da yüksek olacağını ima ediyor - ki Beklentimiz yüzde 2,82 - ,

f) Enflasyondaki düşüşü desteklemek için sıkı bir para politikası duruşunu sürdürme taahhüdünü yineledi ve bunu "ara hedeflerle uyumlu" olarak yapacağını ve "enflasyon görünümünde ara hedeflerden önemli bir sapma olması durumunda" sıkılaştırma yapacağını ekledi.

Ve sonuç olarak; Merkez Bankası'nın enflasyon görünümündeki bozulmaya faiz indirimlerini yavaşlatarak yanıt verdiğini gösteriyor.

Merkez Bankası, genel olarak, makro ihtiyati çerçevede herhangi bir değişiklik olmayacağını ve faiz indirimlerinin devam edeceğini belirtirken, faiz indirimlerinin hızının enflasyon görünümü, dolarizasyon eğilimleri ve rezervler tarafından yönlendirileceğini belirtti.

ABD Başkanı Trump, Moskova'nın Ukrayna'daki savaşına ilişkin sert bir politika değişikliğiyle Rusya'nın iki büyük petrol şirketine yaptırım uygulaması, küresel petrol fiyatlarının Perşembe günü yüzde 5 artmasına ve Hindistan'ın Rus ithalatını azaltmayı düşünmesine yol açtı. Deniz yoluyla Rus petrolünün en büyük alıcısı olan Hindistan'daki rafinerilerin ham petrol ithalatlarını sert bir şekilde azaltması bekleniyor. Hatta ABD'nin yaptırım kararının Çin'in devlet petrol devlerini kısa vadede Rus petrol alımlarını askıya almaya yönelttiğini de belirtiliyor.

Putin, yaptırımları düşmanca bir eylem olarak nitelendirerek, yaptırımların Rus ekonomisini önemli ölçüde etkilemeyeceğini söyledi ve ülkesinin küresel pazar için önemini vurguladı. Arzdaki ani bir düşüşün fiyatları artıracağı ve ABD gibi ülkeler için rahatsız edici olacağı konusunda uyardı. Ve Hindistan ve Çin'in başka kaynaklara yönelmesinin beklenmesi ile bu durumun Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika'dan gelen yaptırım uygulanmayan petrolün fiyatlarını artırması beklenmekte.

Beyaz Saray, ABD Başkanı Trump'ın Asya gezisi kapsamında gelecek hafta Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ile görüşeceğini açıkladı. Bu sırada da Trump yönetimi, Pekin'in nadir toprak elementlerinin ihracatına yönelik son kısıtlamalarına yanıt olarak, Çin'e yönelik yazılım odaklı ihracatın geniş bir yelpazesini kısıtlama planını da değerlendiriyor.

Şimdi gözler, FED'in gelecek haftaki politika toplantısı öncesinde en net enflasyon sinyali olacak olan bugün açıklanacak ABD tüketici fiyat endeksi raporuna çevrildi. Bu veriler, ABD Sosyal Güvenlik İdaresi'nin 2026 yılı için yıllık geçim maliyeti ayarlamasına yardımcı olacak.

Verilerin, çekirdek enflasyonun Eylül ayında yüzde 3,1 seviyesinde sabit kaldığını göstermesi bekleniyor. Fed'in politika belirleme odağı enflasyondan ABD işgücü piyasasının durumuna kaymış olsa da, bu verileri alıp tüketici harcamaları ve büyüme hakkında bazı varsayımlarda bulunabiliriz. Piyasalar halihazırda 25 baz puanlık bir faiz indirimini fiyatlamış durumda ve Aralık ayında bir faiz indirimi daha olacak.

Altın fiyatları bu sabah geriledi ve uzun süre sonra ilk haftalık düşüşünü yaşama yolunda ilerliyor. Bu durum, doların güçlenmesine ve piyasa katılımcılarının günün ilerleyen saatlerinde açıklanacak önemli ABD enflasyon raporu öncesinde pozisyonlarını kapatmalarına neden oldu. Altın açısından bakıldığında, ılımlı bir TÜFE rakamı memnuniyetle karşılanacaktır, çünkü bu, Fed'in yıl sonundan önce faiz oranlarını iki kez düşürme yolunda kalmasını sağlayacaktır.

Spot altın ons başına yüzde 0,2 düşüşle 4.118 dolara geriledi. Külçe altın ise bu hafta şimdiye kadar yüzde 3 değer kaybederek Mayıs ortasından bu yana en büyük haftalık yüzdelik düşüşe doğru ilerliyor.

ABD ve Çin liderleri arasında yapılacak bir toplantı, doların değer kazanmasına ve altına yönelik güvenli liman talebinin bir kısmının azalmasına neden olan ticaret gerginliğini azaltma konusunda iyi bir şansa sahip.

Altını bu yıl yukarı çeken tüm temel faktörler hala yerinde duruyor. Düşüşte fırsatçı alımlar oldu ve belki de bugünkü yükselişi besleyen ticaret ve jeopolitik gerilimlerde bir miktar artış yaşandı."